Bilişim Teknolojileri ve İletişim: Birey ve Toplum Güvenliği

Kişisel Verinin Gücü ve Güçlendirdikleri

Veri, her sektör ve disiplinde bir varlık haline geldi. Veri üretme, toplama ve kaydetme yolculuğu, mağara duvarlarında kişisel ve sosyal yaşamı resmeden bir mağara adamıyla başladı. Bu süreç, tarih boyunca farklı formatlarda devam etti ve bu sayede tarihteki gelişmelere dair bir fikir ediniyoruz. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte özellikle internete ve günlük hayatımızda yaygın olarak kullanılan cihazlara (örneğin cep telefonları, sosyal medya, nesnelerin interneti) geniş erişim ile insan bir veri üreticisi haline gelmiş ve kişisel veri setlerinin toplanmasına katkıda bulunmaktadır. Dijital dünyamız ve dijital ailemiz her geçen gün katlanarak büyürken muazzam miktarda kişisel veri üretilmektedir. Bu durum günlük hayatımızın bazı yönlerini kolaylaştırsa da kontrol edilmesi ve düzenlenmesi giderek daha zor hale geliyor. Erişilen her web sitesi, sosyal medya uygulaması ve internet özellikli cihaz, kendi dijital ikizlerimizden birkaçını oluşturmaya yardımcı olduğumuz bir “kişisel” veri seti kaynağıdır. Bu veriler dijital şirketlerin insanların günlük yaşamlarındaki alışkanlıklar, sosyal ilişkiler, sağlık ve esenlik ve siyasi görüşler gibi davranışlarını anlamalarına ve modellemelerine neden olmaktadır. Bunu gelişmiş veri analiz yöntemleri ve yapay zeka algoritmaları kullanılarak gerçekleştirmektedirler. Artan sayıda endişe verici etik dışı kullanım vakaları (hem kişisel hem de ticari cihazlara ve hesaplara yönelik siber saldırılar ve bunların seçimlere katılımı ve kamuoyu yoklamaları), insanların bir sonraki adımını (örneğin satın alınacak ürün) tahmin etmek girişimleri, davranışlara ve zihinlere etkileme saldırıları ve kararlarını etkileme gibi çeşitli amaçlar da bu süreçin yeni etkileridir. Yine de bu süreç yararlı gelişmelerin ilginç örneklerini de (ör. sürücüsüz arabalar, robotlar) beraberinde getirmiştir. Dijital yaşamın güzelliğini deneyimleyen araştırmacıların, uygulayıcıların, politika yapıcıların, çeşitli sektörlerde (örneğin, Covid-19 krizleri sırasında çevrimiçi eğitim) eşit fırsat sağlaması beklenen dijital olarak etkinleştirilen yaşamın etik gelişimini daha fazla desteklemesi gerekiyor. Bununla birlikte, son zamanlardaki bazı rahatsız edici örnekler nedeniyle, politika yapıcılar dijital pazarın daha iyi kontrol edilmesine ve düzenlenmesine yardımcı olmalıdır. Dijital dünyamızı daha güvenli hale getirmenin ve gelecek nesillerimize daha yaşanabilir bir dijital ortam bırakmanın tek yolu budur. Bu kısa makale, teknolojik gelişmeler doğrultusunda kişisel verilerin üretimi, toplanması ve kullanımına ilişkin tarihsel bir bakış açısı sunmakta ve araştırmacılara, uygulayıcılara, kullanıcılara ve politika yapıcılara bazı önerilerle bulunmaktadır.

Prof. Dr. Hüseyin Şeker
DOI: 10.53478/TUBA.2020.009