COVID-19: Klinik Yaklaşım ve Laboratuvar Tanısı
COVID-19: Klinik Yaklaşım ve Laboratuvar Tanısı
SARS-CoV-2 virüsü, Aralık 2019’da Wuhan’da izole edildikten sonra tüm dünyaya hızla yayılarak büyük bir pandemiye neden olmuştur. Kapalı ve havasız ortamlarda, yakın temas durumunda kişiden kişiye kolaylıkla bulaşan virüs, temel olarak üst solunum yolu enfeksiyonu ve pnömoniye yol açar. Hastalarda görülen semptomlar diğer solunum yolu enfeksiyonları ile benzer olup klinik olarak ayrım yapılamaz. Hastaların %80’inde hafif, %15’inde ciddi ve %5’inde kritik hastalık görülür. Hastalık seyri sırasında aşırı sitokin aktivasyonu, ARDS, tromboz, sepsis gibi hayatı tehdit eden komplikasyonlar gelişebilir. Ağır klinik seyir ve komplikasyonlar, 65 yaş üzerinde olan, komorbiditeleri olan ve bağışıklığı baskılanmış kişilerde daha yaygındır. Pandeminin ilk günlerinden itibaren SARS-CoV-2 enfeksiyonunun tespitini sağlayacak en duyarlı ve özgül yeni metodların geliştirilmesi için çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. COVID-19 tanısında nükleik asit amplifikasyon temelli testler (NAAT), antikor ve antijen testleri geliştirilmiştir. Real-time RTPCR yöntemi, COVID-19 enfeksiyonun hızlı tanısında kullanılan altın standart yöntemdir. Bu yöntemler aynı zamanda düşük saptama sınırına da sahiptir. Hasta başı uygulanabilen hızlı moleküler tanı testleri de kısa test süreli, duyarlığı yüksek ve düşük maliyetli teknolojilerdir. COVID-19 enfeksiyonunun hızlı ve doğru tanısı tedavinin erken başlanmasında, enfeksiyon kontrolünün sağlanmasında ve alınacak koruyucu tedbirlerin belirlenmesinde büyük önem taşımaktadır. Aynı zamanda, yeni geliştirilen testlerin performanslarının karşılaştırılmasına ve yeni varyantların tespitine yönelik çalışmaların yapılmasına da ihtiyaç bulunmaktadır.