Bilişim Teknolojileri ve İletişim: Birey ve Toplum Güvenliği

Yapay Zekâ ve İnsanlığın Geleceği

Toplumsal değişim ve dönüşüm kaçınılmaz bir şekilde ve hızla devam etmektedir. Başta yapay zekâ olmak üzere teknolojik gelişmeler ışığında “Endüstri 3.0” toplumları, “Endüstri 4.0” toplumlarına doğru evrilmektedir. Birçok ülkede ve akademik camiada daha şimdiden bir sonraki dönüşüm olacak Endüstri 5.0 konuşulmaya başlamıştır. Her geçen gün hem yeni teknolojiler ortaya çıkmakta hem de bilinen teknolojilerde önemli gelişmeler söz konusu olabilmektedir. İnsanoğlu insansız sistemlerin yaygın olarak kullanıldığı bir dünyaya doğru durmak bilmeden adeta sürüklenmektedir. Kitabın bu bölümünde dijital dönüşüm ve onun temel dinamiklerine dikkat çekilerek özellikle yapay zekâ teknolojisinin bu dönüşüm sürecinde toplum üzerindeki etkisi değerlendirilmekte ve insanlığın geleceğini şekillendirmede yapay zekânın rolü tartışılmaktadır. Geçmişten geleceğe yaşanan değişim süreci irdelenerek, bu sürecin hızla ilerlemesinin nasıl yönetilmesi gerektiği konusunda önerilere yer verilmektedir. Yapay zekanın tarihi gelişmesindeki atlama taşlarına değinilmekte ve bu teknolojinin enformasyon teknolojileri ve robot bilimi ile birleşince toplumsal dönüşümün en önemli itici gücü olduğuna dikkatler çekilmektedir. Yapay zekanın, emek yoğun işlerin robotlara devredilmesi ve insansız fabrikaların yaşamın bir parçası olmasına yol açması, insansız araçların yaygınlaştırılmasında en önemli itici güç olması, bireylerin işlerini yürütürken onlara kişisel asistanlar olarak hizmet vermesi için olanaklar sunması, zeki şehir uygulamaları ile yaşamı kolaylaştırması, yeni mesleklerin ortaya çıkması için önemli bir yönlendirici teknoloji olması, sosyal medya uygulamaları ve toplumsal yönlendirmelerde kullanılabilecek bir araç haline gelmesi, imalat sektörü kadar artık, ticarette, finans dünyasında, sağlık ve askeri alanlarda etkisini göstermeye başlaması gibi konularda toplum üzerinde olumlu etkilerine karşılık, toplumun huzurunu kaçıracak robot uygulamalarının oluşması, mahremiyetin ortadan kalkması, siber saldırıların oluşması, istenmeyen bilgilerden kurtulamama, 7/24 hizmet sunma beklentisi oluşturma, bilgi hırsızlığının artması, fikri mülkiyet haklarının gasp edilmesini destekleyecek imkanlar sunması gibi konuları tetikleyici yönü ile negatif etkilerinin de olabileceği dile getirilmektedir.

Prof. Dr. Ercan Öztemel
DOI: 10.53478/TUBA.2020.011