TÜBA-AR Yeniden Yayımlanıyor

TÜBA-AR Yeniden Yayımlanıyor

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve aynı zamanda İstanbul Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü Başkanı olan Doç. Dr. Şevket Dönmez ile yeniden yapılanan ve kendisinin Yayın Kurulu Başkanlığını yaptığı TÜBA-AR (Türkiye Bilimler Akademisi Arkeoloji) Dergisi, Türkiye’de arkeoloji ve arkeoloji yayıncılığı üzerine konuştuk.

Sözlerine TÜBA-AR yani Türkiye Bilimler Akademisi Arkeoloji Dergisi’nin, TÜBA’nın 1993 yılında kurulmasının hemen sonrasında gündeme geldiğini söyleyerek başlayan Doç. Dr. Şevket Dönmez, en üst düzeydeki bilim insanlarından oluşan TÜBA’nın kuruluş aşamasında arkeologların oldukça aktif olduğunu belirtti ve TÜBA-AR’ın ilk sayısının Merhum Prof. Dr. Ufuk Esin’in öncülüğünde 1998 yılında yayınlandığının altını çizerek konuşmasına şöyle devam etti:

‘Türkiye’nin dünya arkeolojisinde dolayısı ile arkeoloji eğitimi ve yayıncılığında farklı bir yeri olmalı.’

Türkiye’nin dünya arkeolojisinde dolayısı ile arkeoloji eğitimi ve yayıncılığında farklı bir yeri olmalı. Önasya’nın yani Eski Dünya’nın Mısır, Suriye, Mezopotamya ve İran’la birlikte beş önemli kültür bölgesinden biri olan Anadolu, bugün gelinen noktada arkeoloji bilimi için çok zengin bir laboratuvarı durumunda. Gelişmiş ülkelerin imrenerek izlemekte olduğu arkeolojik faaliyetlerimiz, arkeoloji eğitimi ve yayıncılığını doğrudan etkileyen iç dinamiklerimizdir. Türkiye üniversitelerinde 40 civarında faal durumda arkeoloji bölümü mevcut. Bu sayının fazla olup olmadığı noktasında değilim. Söz konusu arkeoloji bölümlerinin günümüz şartlarına göre organize olması gerektiğini düşünüyorum. Burada söylemek istediğim, Önasya Arkeolojisi, Prehistorya ve Klasik Arkeoloji gibi geleneksel ve önemli disiplinlerin yanında, Ortaçağ, Türk-İslam ile Osmanlı ve Selçuklu arkeolojisi temelinde yeni disiplinlerin de oluşmasının gerekliliği. Bugün bir Neolitik Dönem konutunu gayet iyi biliyoruz. Ancak ‘Selçuklu evi nasıldı?’ hiçbir bilgimiz yok. Urartu saraylarının nasıl olduğunu biliyoruz ama bir Selçuklu Sarayı’nı o kadar da iyi tanımıyoruz. Dönem sınırlaması yapmadan Türkiye’nin her döneminin aynı önem gösterilerek araştırılması gerektiği kanısındayım. Bunlarla ilgili uzmanlar yetiştirilmesi için eğitimin çok önemli olduğunu düşünüyorum.

‘TÜBA-AR arkeoloji yayınları arasında en önemlisidir’

Türkiye’deki arkeoloji yayıncılığı akademik ve popüler temelde gelişmeye devam ediyor. Bunların Türkiye gibi bir arkeoloji ülkesi için yeterli olduğunu düşünmüyorum. Bununla birlikte son 20 yıla bakıldığında olumlu anlamda bir yükseliş var. Meslek hayatıma başladığım 1990’lı yılların başında üniversitelerin arkeoloji bölümlerinin zar zor yayınladıkları ‘Anadolu Araştırmaları’ ve ‘Anadolu’ gibi çok önemli periyodiklerin yanısıra, Kültür Bakanlığı’nın oldukça köklü bir yayını olan ‘Türk Arkeoloji Dergisi’ vardı yalnızca. Bunların yanısıra, Türk Tarih Kurumu’nun yayın organı ‘Belleten’ de arkeoloji çalışmalarına belirli bir yer ayırıyordu. ‘Belleten’ dışındakilerin temel sorunu düzenli periyotlarda çıkamıyor olmalarıydı. Bazen üç yıl üst üste yayınladıktan sonra 3-4 yıl basılamıyorlardı. Popüler yayın olarak ise yalnızca ‘Arkeoloji ve Sanat Dergisi’ mevcuttu ve o da zar zor ayakta duruyordu. Bugüne uzanan süreçte akademik olarak oldukça güçlü periyodikler Türkiye arkeolojisindeki yerini aldı. TÜBA-AR bunlardan en önemlisi olmuştur. Adalya ve Olba bu sürecin başarılı çalışmaları olarak ön plana çıkıyorlar. Uluslararası tanınırlıkları ve kaliteleri oldukça etkileyici. Arkeolojik gelişmelerin toplum tarafından doğru bir şekilde izlenebilmesi ve takip edilmesi için gerekli olan popüler ve aktüel yayıncılığın ise akademik temelli yayınlar kadar gelişmediğini görüyorum. Kendini yenileyerek yoluna devam eden Arkeoloji ve Sanat ile 2007 yılında yayın hayatına başlayan Aktüel Arkeoloji dergileri başarılı bir çizgide devam ediyor. Bunlara ilave olarak eski NTV Tarih, günümüzde yayınlanan ismi ile ‘#Tarih’, arkeolojiye ayırdığı ciddi sayfaları ile dikkat çekiyor. Bu yayınların başarısı toplumun arkeolojiye giderek ilgi duymaya başladığına işaret ediyor. Her şeye karşın, nüfusu 80 milyona yaklaşan Türkiye’nin arkeoloji bilimi temelinde çok daha fazla popüler ve aktüel arkeoloji yayıncılığına ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.

‘TÜBA-AR’ın yayın hayatına devam etmesi, arkeoloji camiası için çok önemli bir başarı’

 Her şeyden önce TÜBA-AR’ın varlığı ve öneminin Türkiye Bilimler Akademisi’nden geldiğini belirtmek isterim. Türkiye’de sosyal bilimleri de kapsayan bir akademinin kurulması için uzun yıllar beklenildi. Türkiye arkeolojisinde son yıllarda yaşanan olumlu gelişmelerde TÜBA’nın önemli katkısı olduğunu düşünüyorum. TÜBA’da kurucu üye olarak arkeologların da yer alması arkeolojinin bilimsel saygınlığının tanınmasını sağladı. Akademi’nin kuruluşundan kısa bir süre sonra TÜBA-AR’ın yayın hayatına başlaması arkeoloji camiası için çok önemli bir başarı olmuştur. TÜBA-AR’ın daha altıncı yılında bir sosyal bilimler dergisi olarak kazandığı uluslararası saygınlık ve tanınırlık, o güne değin Türkiye arkeolojisinin özlemini duyduğu bir başarıydı. Bu bağlamda TÜBA-AR’la birlikte düzenli bir şekilde yayın yapmaya başlayan uluslararası düzeyde nitelikli bir arkeoloji dergisi ortaya çıkmış olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.


‘TÜBA-AR uluslararası indexlerde’
TÜBA-AR’la birlikte Türk meslektaşlarımızın yanısıra, yabancı meslektaşlarımız da yazılarını yayınlamak için büyük bir heves gösterdiler. TÜBA-AR’da yayınlanan yazılar, uluslararası indekslerin dergiyi kabulü ile birlikte bir prestij de kazandırmaya başlamıştır. 

TÜBA-AR yeniden…
Üç yıllık bir aradan sonra TÜBA-AR yeniden yayınlanmaya başlıyor. Yeni dönemin ilk sayısı olan 15. sayı çıkmak üzere. Bu sürecin yeniden başlatılmasında TÜBA Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar ile Prof. Dr. Kenan Çağan’ın basiretli yaklaşımları çok önemli oldu. Ülkemizin yurt dışında da tanınan saygınlık kazanmış ve marka olmuş bir yayınını daha da başarılı yapmak için bizlere sunulan fırsatın çok önemli olduğunu düşünüyorum. TÜBA-AR artık ülkemizde çıkan diğer arkeoloji dergilerinden farklı olarak kapsadığı dönemler, konular ve coğrafi alanının genişliği ile ön plana çıkacaktır. Her biri kendi alanında uzman ve değerli bilim insanlarından oluşan yeni yayın ve danışma kurulları yeni yayın politikamıza göre organize oldu.

‘TÜBA-AR online olarak da sunulacak’
2011 öncesi dönemde talep edenler için TÜBA-AR oldukça zor ulaşılan bir yayındı. Fakat yeniden yapılanmayla birlikte bu tür bir problem kalmayacak.

TÜBA, 2015 yılı itibarıyla kendi ağ sayfası üzerinden online olarak da sunulacak. TÜBA-AR ilk olarak internet üzerinden rahatlıkla okuruna ulaşabilecek ve ayrıca gerekli noktalara da dağıtımı yapılacak. 

Doç. Dr. Şevket Dönmez kimdir?

TÜBA-AR Yayın Kurulu Başkanı Doç. Dr. Şevket Dönmez, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilim Dalı’ndan 1991 yılında mezun oldu. Aynı yıl mezun olduğu Anabilim Dalı’nda Araştırma Görevlisi olarak göreve başladı. 1994 yılında Yüksek Lisans, 2000 yılında ise Doktora eğitimini tamamladı. Aralık 2007’de ise Doçent unvanı aldım. Öğrenci olarak 1988 – 1991 yılları arasında Van Kalesi, Van Kalesi Höyüğü, Gevaş Tarihi Türk Mezarlığı ve Bismil Üçtepe Höyüğü kazıları ile Diyarbakır Bölgesi Yüzey Araştırmaları’na katıldı. Heyet üyesi olarak 1992 – 2005 yılları arasında Bafra-İkiztepe kazılarında görev yaptı. Hazırladığı doktora tezi ile ilgili olarak Sinop-Samsun-Amasya İlleri Yüzey Araştırmaları’nı gerçekleştirdi. Eylül 2005 – Ağustos 2006 tarihleri arasında Türk-Amerikan İlmi Araştırmalar Derneği tarafından verilen Ilse Böhlund Hanfmann ve George Maxim Anossov Hanfmann bursundan faydalanarak Avustralya-Melbourne Üniversitesi Arkeoloji, Sanat Tarihi ve Klasik Diller Enstitüsü’nde çalıştı. 2007 Yılında kazı başkanı olarak Amasya-Oluz Höyük sistematik arkeolojik kazıları projesine başladı. Halen İstanbul IV Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, Türk Eskiçağ Bilimler Enstitüsü ve İstanbul Üniversitesi Avrasya Enstitüsü üyesidir. Nisan 2012’de İstanbul Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü Başkanlığı’na atandı. 

İlgili Fotoğraflar