'Göç Yoluyla Perspektiflerin Dönüşümü’ Uluslararası Konferansı Bonn’da Gerçekleştirildi

'Göç Yoluyla Perspektiflerin Dönüşümü’ Uluslararası Konferansı Bonn’da Gerçekleştirildi

TÜBA Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar, Orient-Institut İstanbul tarafından “Türk-Alman Araştırma Eğitim ve İnovasyon Yılı 214/2015” kapsamında Bonn Uluslararası Bilim Forumu (Internationale Wissenschaftsforum Universitaet Bonn) ile ortaklaşa ve Alman Araştırma Cemiyeti’nin (Deutsche Forschunsgemeinschaft, DFG) desteğiyle 4-6 Mayıs 2015 tarihlerinde Bonn’da gerçekleştirilen, “Göç Yoluyla Perspektiflerin Dönüşümü” adlı uluslararası konferansa katıldı.

Konferans vesilesiyle bir araya gelen misafirler için planlanan 4 Mayıs günü; Deutsche Forschungsgemeinschaft Genel Sekreteri Dorothee Dzwonnek'in ve hemen ardından Türkiye Cumhuriyeti Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu’nun açılış konuşması ile başladı. Alman Hristiyan Demokrat Birlik Partisi Federal Milletvekili, Uyum Sorumlusu Cemile Giousouf, Almanya Dışişleri Bakanlığı Göç İşleri Sorumlusu Dr. Götz Schmidt-Bremme’nin ve son olarak ise Bonn Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Michael Hoch’un hoş geldiniz konuşmaları ile sürdü. Ren Nehri gezisiyle devam eden gün, akşam yemeği daveti ile sona erdi.

Almanya Federal Cumhuriyeti’nden bakanlar ve parlamenterler ile yurt içi ve yurt dışından akademisyen, gazeteci ve uzmanların da yer aldığı “Göç Yoluyla Perspektiflerin Dönüşümü” konferansı açılışında ve sonraki yuvarlak masa toplantısında söz alan Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar yaptığı konuşmada şunları söyledi: “İnsanların ülkeler ve toplumlar arası haraketliliğini ifade eden göç, insanlık tarihi kadar eski bir olgu. Tarih boyunca, savaşlar, kıtlık, salgın hastalıklar, politik ve ekonomik vb. nedenlerle göçler yaşanmıştır. Günümüzde daha çok siyasal ve ekonomik nedenlerle ortaya çıkan göçlerin, hem göç alan hem de göç veren ülkeler ve toplumlar üzerinde çeşitli etkileri olmakta. Türkiye ve Almanya, II. Dünya Savaşı öncesi ve sırasında, daha sonra da 1960’lardan itibaren karşılıklı göç deneyimi yaşamış iki ülke. II. Dünya Savaşı sırasında Türkiye’ye gelen Alman bilim insanları, Türkiye’nin bilim ve eğitim hayatına; 1960’lardan sonra Almanya’ya göç eden Türk işçileri de Almanya’nın ekonomik ve toplumsal hayatına önemli katkılar yapmıştır. Bu gün Almanya, yurt dışında en fazla Türkün yaşadığı, Türkiye’nin en fazla dış ticaret yaptığı ülke olarak, Türkiye’nin önemli bir paydaşıdır. Başlangıçta, vasıfsız-yarı vasıflı iş gücü göçü şeklindeki Türk-Alman göç ilişkisi, bu gün nitelik değiştirerek binlerce Türk ve Alman girişimcinin karşılıklı olarak faaliyette bulunduğu, ikinci ve üçüncü kuşaktan binlerce Türkün Alman eğitim ve iş hayatında rol aldığı bir düzeye ulaşmıştır. Tüm bunların sonucu olarak, Türk-Alman göç ilişkisi değerlendirilmesi gereken ciddi bir potansiyel oluşturmaktadır. Bu potansiyelin bilim, eğitim ile iş ve toplum hayatında daha verimli biçimde değerlendirilmesi bakımından atılması gereken bazı adımlar da bulunmaktadır: Öğrenci, bilim ve iş insanlarının vize ve seyahat işlemlerinin kolaylaştırılması, Avrupa ve Almanya’da yükselen yabancı düşmanlığına karşı daha etkin ve yapıcı önlemlerin alınması, Türk-Alman ilişkilerinin eğitim ve bilim hayatında da geliştirilmesi, akla gelen ilk önlemlerdir. Bu gibi önlemlerle Türk-Alman ilişkilerinin geliştirilmesi, iki ülke yanında Avrupa ve Türk-İslam dünyası arasındaki ilişkilerin iyileştirilmesi ve daha yaşanabilir bir dünya tesisi bakımından da önemli bir başarı olacaktır.”

Haus der Geschichte’de sergilenen “Göç Ülkesi Almanya'nın Süregelen Mozaik Yapısı” sergisi hakkında sunumun devamında ise “Gelmek, Kalmak, Gitmek ya da Mekik Göç: Türk-Alman Göçünün Dönüşümü” üst başlığı altında “Etnik Sınıflandırmalar: Yakın Sosyal İlişkilerde Alman-Türk Algısı”, “Almanya’daki Türkiye Kökenlilerin Sürekliliği ve Dönüşümü”, “Türkiye’de Alman Olmak: Kronolojik Bir Değerlendirme” ve “Almanya’daki Türk Kökenli Göçmen Çocukların Eğitim Durumu” konulu sunumlar yapıldı.

Verilen kahve arasının ardından başlayan “Dâhil Edilme, Dışlanma ve Hukuk: Aşılması İmkânsız Bir Açmaz mıdır?” oturumuna Berlin’den Prof. Dr. Darius Zifonun, Alice Salomon Hochschule, İstanbul’dan Prof. Dr. Nuray Ekşi, Istanbul Policy Center & Orient-Institut İstanbul’dan Doç. Dr. Barbara Pusch sunumlarıyla katıldılar.

Program 6 Mayıs’ta  “Yuvarlak Masa Tartışmaları” ile devam etti. TÜBA Başkanı “Bilim ve Göçün Uluslararasılaştırılması” başlıklı “Yuvarlak Masa Toplantı”sına konuşmacı olarak katıldı.  Program, “İnsan Hakları ve Göç: Eleştirel Bir Bakış” oturumuyla da sona erdi.

İlgili Fotoğraflar