Millî Teknoloji Hamlesi

Tam Bağımsız ve Müreffeh Türkiye Yolunda BAYKAR Örneği

Türk toplumu Osmanlı’dan Cumhuriyet’e yüzyıllardır muasır bir medeniyet haline gelme amacı gütmüştür. Bu amaca ulaşmak için de ilk önce savunma ve teknik alanlarda muasır olunması gerektiği kavranmıştır. Ancak dışarıdaki ve içerideki engeller bu amacı gerçekleştirmeyi zorlaştırmıştır. Özellikle de içerideki teslimiyeti kabul etmiş ve körelmiş zihniyet, hayata geçirilmeye çalışan atılımların karşısında durmuştur. Bu yüzden net ve bütüncül bir fikri değişimin ortaya konması gerekmiştir. Bu değişimi tetikleyen ise Kıbrıs Barış Harekâtı olmuştur. 1974 yılında Türkiye teknoloji geliştirme düşüncesinde önemli bir paradigma değişikliği yaşamıştır. Bugün somut bir hedef haline gelen Milli Teknoloji Hamlesi tam bağımsız Türkiye için başlatılmış ve başta savunma alanında faaliyet gösterecek Aselsan gibi vakıf şirketleri teşkil edilmiştir. Türkiye’nin tam bağımsızlık hedefinin milli bir savunma sanayiinden ve yüksek teknoloji geliştirmekten geçtiği de anlaşılmıştır. Savunma sanayii, Türkiye’nin kalkınmasında lokomotif görevi görecektir. Savunma harcamalarının ithalattan Ar-Ge’ye ve devamında savunma sanayii altyapısına geçişi ekonomik büyümeyi de destekleyecektir. Savunma sanayiindeki teknolojik ilerleme sivil alanları da olumlu etkilemiştir. Buna yönelik olumlu geri bildirimler de alınmaya başlamıştır. Buna mukabil savunma alanında ihracat-ithalat dengesi ihracat lehine değişmiştir. 2000’li yılların başında bir kıvılcım etkisi oluşturma idealleri ile başlayan (H. Bayraktar & Bayraktar, 2004) insansız hava aracı geliştirme çalışmaları bu yolda Türkiye’nin simgesi haline gelmiştir. Baykar’ın milli ve özgün olarak geliştirdiği insansız hava araçları önemli bir ihracat başarısı elde etmiştir. Bu araçlar kullanıldığı harekatlarda oyun değiştirici güç olarak muharebe doktrinlerinde farklı bir bakışa ve dönüşüme yol açmıştır. Baykar’ın Milli Teknoloji Hamlesi vizyonu kapsamında oluşturduğu milli ve özgün üretim modeliyle bilfiil sahada güvenlik güçleriyle birlikte yürüttüğü Ar-Ge çalışmaları, kısa sürede yüksek teknolojiye sahip, etkin ve güncel ürünler geliştirmeyi mümkün kılmıştır. Bayraktar S/İHA’ları yurt içinde ve yurt dışında terörle mücadelede yeni bir dönemin başlamasındaki en önemli unsurlar haline gelmiştir. Terör içeride nerdeyse sonlanırken, yurt dışında bulunan terörist unsurlar ise büyük ölçüde bastırılmıştır. Ayrıca Bayraktar TB2 İHA’lar, insani yardım faaliyetlerinde ve doğal afetlerle mücadelede aktif olarak kullanılmaya devam etmektedir. Milli ve özgün geliştirme modeli kapsamında en ufak sınıf olan Bayraktar Mini İnsansız Hava Araçlarından başlayarak Bayraktar TB2, Bayraktar Akıncı ile sürdürülen ve yeni nesil Bayraktar TB3 SİHA, Bayraktar Kızılelma insansız savaş uçağı ile devam eden geliştirme ve üretim faaliyetleri sürdürülmektedir.

Haluk Bayraktar
DOI: 10.53478/TUBA.978-625-8352-16-0.ch15