Marmara Denizi'nin Ekolojisi: Deniz Salyası Oluşumu, Etkileşimleri ve Çözüm Önerileri

Marmara Denizindeki Müsilaj Olayının Uzaktan Algılama Teknolojileri ile Tespiti ve İzlenmesi

Küresel ısınmanın karasal alanlarda olduğu gibi denizlerde de doğal dengeyi bozan etkileri bulunmaktadır. Adriyatik ve Tiren denizlerinde 200 yılı aşkın süredir sıklıkla yaşanan müsilaj olayları, Marmara Denizinde ilk kez 2007 yılında gözlemlenmiş, 2021 yılı mayıs ayından itibaren ise tekrar yoğun şekilde ortaya çıkarak doğal bir felakete dönüşmüştür. Deniz yüzeyinde geniş alanlar kaplayan müsilaj, deniz altındaki canlı hayatını da ciddi şekilde tehdit etmektedir. Müsilajın alansal büyüklüğünün, yoğunluğunun, zamansal hareketinin ve deniz suyu ile arasındaki ısı farkının takibi ve sahada yürütülen temizlik çalışmalarının etkilerinin tespiti için uzaktan algılama teknolojileri etkin bir çözümdür. Periyodik olarak üretilen müsilaj dağılım haritaları, deniz yüzeyindeki toplam müsilaj hacminin hesaplanması, rehabilitasyon çalışmalarının yürütülmesi ve alınacak önlemlerin belirlenmesi başta olmak üzere birçok faaliyet için temel altlık konumundadır. Bu çalışmada, Sentinel-2 uydu görüntüsünün dört spektral bandı arasındaki ilişkiyi kullanan ‘müsilaj indeksi’ ile müsilaj kaplı alanların tespiti hedeflenmiştir. Bu indeksten faydalanılarak 14, 19 ve 24 Mayıs 2021 tarihli uydu görüntüleri için müsilaj indeks haritaları oluşturulmuştur. Sentinel-2 için tanımlanan müsilaj indeksi ile müsilaj oluşumlarının hızlı bir şekilde tespit ve analizinde önemli bir veri seti oluşturulabileceği görülmüştür. Ayrıca 17 Mayıs 2021 tarihli Landsat-8 termal uydu görüntüsü yardımıyla temiz deniz yüzeyi ve müsilaj oluşumlarının yüzey sıcaklıkları analiz edilmiştir. Sonuç olarak, müsilaj alanlarının yüzey sıcaklığının ortalama deniz yüzey sıcaklığına göre 3°C’ye kadar daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Elde edilen bulgular, uzaktan algılamanın erken uyarı ve hazırlık çalışmalarındaki etkinliğini ve afet riski yönetiminde vazgeçilmez bir araç olduğunu ortaya koymuştur.

Prof. Dr. Taşkın Kavzoğlu, Doç. Dr. İsmail Çölkesen, Prof. Dr. Umut Güneş Sefercik
DOI: 10.53478/TUBA.2021.012