Yapay Zekâ Küresel Siyasetin Merkezinde

Yapay Zekâ Küresel Siyasetin Merkezinde

TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker, Azerbaycan’da düzenlenen Yapay Zeka Etiği Konferansı’na (Ethics of Artificial Intelligence) katıldı.

Bakü Devlet Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirilen konferans, yapay zekanın etik ve akademik etkilerini; yükseköğretim, bilimsel araştırmalar ve geleceğe ilişkin dönüştürücü etkisini değerlendirmek üzere Türk dünyasının seçkin bilim insanlarını, düşünürlerini ve politika yapıcılarını bir araya getirdi.

Prof. Şeker’in başkanlığını üstlendiği Genel Oturumda; Yapay Zekâ Tabanlı Bilgi ve Eğitim Dönüşümü, Yapay Zekâ: Fırsatlar, Tehlikeler ve Çalışma ile Toplumun Geleceği ile Modern Etik Yapay Zekâ Bağlamında Türk Dünyasının Kültürel Egemenliği başlıkları Pakistan, Türkiye ve Azerbaycan’dan akademisyen ve uzman gözüyle tartışıldı. Programda Genel Oturum dışında toplam 5 oturum düzenlendi. TÜBA Üyeleri dahil farklı ülkelerden çok sayıda akademisyen ve uzman iki gün süresince; eğitim, kültür, dil, mükemmeliyet, yerelleşme, bilim ve pek çok konu başlığını etik kavramı üzerinden masaya yatırdı.

Açılışta konuşan Başkan Şeker konuşmasına 1950’lerden bu yana yapay zeka çalışmalarının tarihsel sürecine değinerek başladı. 2010’lardan itibaren gelişen derin öğrenme yaklaşımlarının bu sürecin önemli dönüm noktaları olduğunu vurgulayan Şeker, “Her bir aşama makinelerin öğrenme, algılama ve karar verme yeteneklerini bir adım daha ileri taşımıştır. Günümüzde üretken yapay zekâ (Generative AI) ile birlikte bu gelişim yeni bir boyuta ulaşmış; artık yapay zekâ yalnızca veriyi analiz eden değil, metin, görsel, ses ve hatta fikir üreten bir yaratıcı ortak hâline gelmiştir.” dedi.

Yapay zekânın artık sadece laboratuvarların veya teknik merakın konusu olmaktan çıktığını vurgulayan Şeker, “Bugün yapay zekâ, küresel siyasetin, ekonominin ve uluslararası ilişkilerin merkezinde yer almaktadır. G20 gibi zirvelerde dahi insanlığın geleceğini şekillendiren ana gündem maddesi haline gelmiştir.” ifadelerini kullandı. Yapay zekâ teknolojilerinin geliştirilmesinin küresel ölçekte stratejik bir rekabete dönüştüğünü belirten Şeker, 2024 yılı verilerine göre ABD’nin 109,1 milyar dolarlık özel yatırımla liderliğini sürdürdüğünü, Çin’in 9,3 milyar dolar, Birleşik Krallık’ın ise 4,5 milyar dolar seviyesinde kaldığını aktardı. Ancak dünya genelindeki YZ patentlerinin %69,7’sinin Çin kaynaklı olduğuna dikkat çekti. “Bu dengesiz tablo, geri kalmanın maliyetinin ne kadar yüksek olduğunu açıkça göstermektedir. Türk Dünyası olarak bizler de bu yarışta yerimizi güçlü biçimde almak zorundayız.” dedi.

Veri güvenliği ve etik, geleceğin temel gündemi olmalı
Konuşmasının ikinci bölümünde veri güvenliği, etik ve toplumsal etki konularına odaklanan Başkan Şeker “Sosyal medya platformları bireysel mahremiyetin zedelendiği, dezenformasyonun hızla yayıldığı alanlara dönüşmüştür. Yapay zekâ algoritmaları sahte içerik ve otomatik dezenformasyon üretimi yoluyla toplumsal manipülasyon potansiyeli taşımaktadır.” ifadelerini kullandı.

Ayrıca yapay zekâ sistemlerinin ırksal, kültürel veya cinsiyet temelli önyargıları pekiştirme riskine dikkat çekerek, “Bu durum yalnızca bireysel mahremiyet değil, aynı zamanda ulusal güvenlik ve toplumsal istikrar açısından da büyük riskler doğurmaktadır. Bu nedenle Türk Dünyası olarak veri egemenliği ilkesini önceliklendirmemiz gerekmektedir.” dedi.

Etik değerlere bağlı, insan merkezli yapay zekâ ortak sorumluluğumuz
Prof. Şeker, yapay zekânın akademideki etik boyutuna da değinerek, “Yapay zekâ araçları hipotez geliştirmeden veri analizine, hakem değerlendirmesinden bilimsel yayıncılığa kadar tüm süreçleri dönüştürmektedir. Ancak bu dönüşüm, ‘uydurma bilgi üretimi’ (hallucination) ve ‘epistemik sürüklenme’ gibi ciddi riskleri beraberinde getiriyor.” dedi.

Bilimsel üretimin insan denetiminden uzaklaşmasının eleştirel düşünmeyi zayıflatabileceğini vurgulayan Şeker, “Araştırmacılarımızdan beklentimiz, yapay zekâ araçlarını insan aklının hizmetinde bir araç olarak görmeleri, asla bir yazar ya da fail konumuna taşımamalarıdır.” ifadelerini kullandı. Konuşmasını “Etik ilkelere bağlı, kültürel köklerimizle uyumlu, insan merkezli ve güvenilir yapay zekâ sistemleri geliştirmek Türk Dünyası’nın ortak sorumluluğudur.” sözleriyle sürdüren Prof. Şeker, geleceği şekillendirecek bu teknolojinin insan onuruna, bilimin dürüstlüğüne ve kültürel çeşitliliğe saygılı biçimde yönlendirilmesi gerektiğini vurguladı. “Bu uluslararası toplantının Türk Dünyası’nın yapay zekâ etiği alanındaki iş birliğine, ortak vizyonuna ve bilimsel dayanışmasına önemli bir katkı sunacağına yürekten inanıyorum.” sözleriyle konuşmasını tamamladı.