Küresel Krizlere Bilimsel Çözüm Önerileri
TÜBA bilim temelli rehberlik ve danışmanlık sorumluluğu kapsamında planladığı “Tek Sağlık: Bütünsel ve Sürdürülebilir Çözümler Çalıştayı”nı 25-27 Eylül 2025 tarihleri arasında Atatürk Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirecek.
TÜBA-Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği ile Gıda ve Beslenme Çalışma Grubunun hazırladığı çalıştayda “Gıda Sistemleri, Sürdürülebilirlik ve İklim Krizi”nden “İklim Değişikliği, Kirlilik ve Halk Sağlığı”na toplam 7 oturum süresince 30’u aşkın bilim insanı uzun vadeli çözüm önerileri sunacak, mevcut sorunları etkin bir şekilde ele alarak 24 başlıkta masaya yatıracak. Çalıştay, katılımcıların mevcut bilgilerini güncellemelerine, yeni bakış açıları kazanmalarına, etkili stratejiler geliştirmelerine imkân tanıyacak. Programın sonunda konuşmacıların bildirileri kapsamlı bir kitap olarak yayımlanarak ilgili kurumlarla paylaşılacak ve politika üreticilerin faydasına sunulacak.
Çalıştay, insan, hayvan ve çevre sağlığını ayrılmaz bir bütün olarak ele alan, iklim krizi, biyoçeşitlilik kaybı, gıda sistemlerindeki bozulmalar ve halk sağlığını tehdit eden sorunlar gibi küresel ölçekteki zorluklara karşı disiplinler arası ve sürdürülebilir çözümler geliştirmeyi amaçlıyor. Farklı disiplinlerden uzmanları bir araya getirerek sağlık, çevre ve gıda sistemleri arasındaki bağlantıları bütünsel bir çerçevede ele alıyor. Akademik bilgi birikiminin pratik uygulamalarla buluşacağı çalıştay, sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle uyumlu yeni çözüm önerilerinin geliştirilmesi hedefliyor. Böylece hem yerel hem de küresel ölçekte karşılaşılan sorunların yönetilmesinde yol gösterici olacak bilimsel ve toplumsal bir diyalog zemini oluştur
İklim değişikliği riskleri artırıyor.
Konu hakkında açıklama yapan TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker, küresel ölçekte yaşanan çevresel değişimler, gıda güvenliği ve toplum sağlığını doğrudan etkilediğine dikkat çekti ve bu durumun disiplinler arası bir bakış açısına olan ihtiyacı giderek artırdığının altını çizdi. “İnsan, hayvan ve çevre sağlığının birbirinden ayrı düşünülemeyeceği gerçeği, hem bilimsel araştırmaların hem de politika geliştirme süreçlerinin merkezinde yer alıyor. Doğa ve toplum arasındaki hassas dengeyi koruyarak sürdürülebilir çözümler üretmek, yalnızca sağlık alanında değil aynı zamanda ekonomik ve sosyal kalkınmada da kritik öneme sahip.” dedi.
Teknolojik gelişmelerin ve küresel krizlerin hızla değişen dinamikleri, gıda üretiminden tüketim alışkanlıklarına kadar birçok alanda yeni riskler ortaya çıkardığını ifade ede Başkan Şeker özellikle iklim değişikliğinin tarım, ekosistemler ve halk sağlığı üzerindeki etkileri, bütüncül bir yaklaşımla ele alınmadığında daha da karmaşık hale geldiğini söyledi. Bilim insanlarının yanı sıra politika yapıcıların, sivil toplum kuruluşlarının ve yerel yönetimlerin de sürece etkin şekilde katılımı gerektiğini belirtti.