Tiryaki Hasan Paşa’nın Kanije müdafaası ve zaferi yalnızca devrinde büyük bir yankı yaratmakla kalmadı, cereyan eden hadiselere görgü tanığı olan bir nefer tarafından kaleme alınan ve büyük coşku uyandıran hikâye, asırlar boyunca muhtelif şekillerde işlenerek nesilden nesle aktarıldı. Hem Tiryaki Hasan Paşa’nın zaferi hem de 16. ve 17. yüzyıllarda Osmanlı-Avusturya sınırında yaşanan başka kahramanlık hikâyeleri, bilhassa son dönem Osmanlı İmparatorluğu’nda, Batı karşısındaki toprak ve prestij kaybının telafisi ve milli bilincin inşası için Namık Kemal’den Ömer Seyfettin’e kadar birçok yazar tarafından sıklıkla başvurulan anlatılar oldu. Hikâye, Harf Devrimi sonrasında da birçok farklı surette işlenerek neşredildi. Ancak bu neşriyatta, özelikle yer adlarının doğru okunması konusunda pek titiz davranılmadığı görülüyor. Ahmet Şefik Şenlik tarafından hazırlanan ve bu boşluğu doldurmayı amaçlayan eser, Gazavâtnâme’nin çeviriyazı ile tıpkıbasım metinlerini ihtiva eden ve yer adları başta olmak üzere eserde geçen ‘Batılı kelimeler’i filolojik bakımdan inceleyen bir çalışmadır.

Ahmet Şefik Şenlik