Dünyaca ünlü Kelile ve Dimne hikâyelerinin 16. yüzyılda Türkçeye yapılmış bir tercümesi olan Hümâyûn-nâme, sahip olduğu estetik nitelikler sayesinde yüzyıllar boyunca Türk insanının gündeminde kaldı. Eserin uzun asırlar boyunca sürekli gündemde kalmasının temel sebebi onun klasik Türk nesrinin nadide örnekleri arasında yer almasıydı. Eser, içerik itibarıyla şüphesiz ki eşsiz bir değere sahip. Ancak Hümâyûn-nâme’de sadece vak’a anlatımı tercih edilmedi, hikâyeler anlatılırken, deyim yerindeyse, söz cevherlerinin en kıymetlileri mana deryasından çıkartılıp getirilerek okuyucuya takdim edildi. Bu özelliği de Hümâyûn-nâme’ye hiç bitmeyecek dünya çapında bir şöhret kazandırdı. Eser sadece nesir vadisinde değil, minyatür alanında da büyük bir ekol, bir gelenek oluşturmayı başardı. Pek çok Batı diline de tercüme edilen Hümâyûn-nâme, Batı’da uyandırdığı etki dolayısıyla Kelile ve Dimne adının önüne geçti, bu eserlere genel olarak Hümâyûn-nâme denmeye başlandı. Eser Doç. Dr. Tuncay Bülbül tarafından yayına hazırlandı. Eserin yazma nühsasının CD olarak verilirken, içeriğin diğer nüshalarında yer alan minyatürler de kitaba dahil edildi.

Filibeli Alâaddîn Ali Çelebi
Tuncay Bülbül