UNASTW’nin Yeni Başkanı TÜBA
Türk Dünyası Ulusal Bilimler Akademileri Birliği (Union of National Academies of Science of The Turkic World - UNASTW) VII. Genel Kurul Toplantısı gerçekleştirildi.
TÜBA, Türk Akademisi, Azerbaycan Ulusal Bilimler Akademisi, Kazakistan Ulusal Bilimler Akademisi, Kırgızistan Ulusal Bilimler Akademisi, Başkurdistan Bilimler Akademisi ve Tataristan Bilimler Akademisi’nin üyesi olduğu UNASTW’nin toplantısında; Türk devletleri arasındaki bilimsel iş birliğine dair güncel konular, Türk devletlerinin ortak yürütebileceği araştırma programları ve projelerin uygulanmasına yönelik fırsatlar ve beklentiler ele alındı.
Türk toplumları arasında bilim ve eğitim alanında kapsamlı iş birliğini teşvik etmek üzere çalışmalarına devam eden UNASTW, akademiler arası ortak çalışma pratiğini pekiştirmek ve iletişimin sürekliliğini sağlamak, elde edilen sonuçları ve başarıları paylaşmak ve geliştirmek ve Türk bilim dünyasının ortak çıkarlarına sistematik ve proje bazlı bir yaklaşımla daha iyi hizmet etmek gibi başlıkları genel kurulda görüşmek üzere toplandı.
UNASTW Dönem Başkanlığımız iş birliğimizi ileriye taşıyacak.
Program Türk Akademisi Başkanı Prof. Dr. Şahin Mustafayev ve Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Aksakallar Konseyi Başkanı Binali Yıldırım'ın konuşmalarıyla açıldı.
Birliğin dönem başkanlığı, Tataristan Bilim Akademisi Başkan Yardımcısı Aynur Temirhanov tarafından TÜBA Başkanı Şeker'e devredildi. Başkan Şeker, Tataristan Bilimler Akademisi’nden TÜBA’ya dönem başkanlığı görev devrinin Türk Dünyasında bilimsel iş birliğini daha ileriye taşımak adına önemli bir adım olduğunu vurgulayarak sözlerine başladı.
Türk Dünyası’nın geniş coğrafyasında, ortak tarih dolayısıyla var olan güçlü bağların bilimsel iş birliğinin önemini her geçen gün daha da artırdığının altını çizen Prof. Şeker, bilimsel çalışmalar ve araştırmaların, toplumların kalkınmasında ve ilerlemesinde hayati bir role sahip olduğunu ifade etti. Türk dünyası akademilerinin iş birliği içinde olması, bilgi ve deneyim paylaşımını sağlamak, ortak projeler geliştirmek ve genç bilim insanlarına yeni ufuklar açmak açısından büyük önem taşıyor dedi.
Dönem Başkanlığı için bir yıl, belirlenen hedeflerin tam anlamıyla gerçekleştirilmesi ve kalıcı projelerin hayata geçirilmesi için yeterli bir süre olmadığını dile getiren Şeker bu sürenin üç yıla çıkarılmasının, daha kapsamlı ve uzun vadeli projelerin planlanmasına ve uygulanmasına olanak tanıyacağını söyledi. “Bu değişiklik hem kurumsal hafızanın güçlenmesini sağlayacak hem de başkanlık yapan akademilerin, bilimsel işbirliklerini derinleştirmeleri için daha fazla zaman tanıyacak. Üç yıllık bir dönem başkanlığı süresi, projelerin olgunlaşması ve sürdürülebilir sonuçlar elde edilmesi açısından da oldukça önemlidir. Bu sayede, bilimsel araştırma ve çalışmaların kalitesi artacak, Türk Dünyası’ndaki bilimsel potansiyel daha etkin bir şekilde ortaya konulacak.” dedi.
Etkin bir dönem için Başkanlık süresi 3 yıla çıkarılmalı.
TÜBA’nın Türk Dünyası için düzenlediği yaz okulu programları ve yürütülen burs çalışmalarının devam edeceği bilgisini de veren Prof. Şeker bu faaliyetler genç bilim insanlarına ileri düzey araştırmalara katılma, becerilerini geliştirme ve Türk dünyasının gelecekteki liderleri arasında birlik ve iş birliği duygusunu pekiştirme fırsatı sunuyor dedi. Kazakistan’da eş zamanlı olarak türkoloji ve enerji tematik alanlarında düzenlenecek olan yaz okullarıyla ilgili olarak hazırlığın devam ettiğini söyledi. “Bu eğitim girişimlerine yatırım yaparak, öğrencilerimizin akademik ve profesyonel yaşamlarını zenginleştirmenin yanı sıra, ülkelerimiz arasındaki bağları da güçlendiriyoruz. Bu programlar, Türk Dünyası’nın dört bir yanından gelen parlak zihinleri bir araya getirerek, fikir paylaşımı, yenilik ve birlikte daha iyi bir gelecek inşa etmeyi amaçlıyor. Sonuç olarak, Türk Dünyası Bilim Akademileri arasındaki bu güçlü iş birliğinin gelecek nesiller için sağlam bir temel oluşturacağına olan inancım tam.” dedi. Dönem başkanlığı süresinin üç yıla çıkarılmasının, iş birliğini daha etkin bir şekilde gerçekleştirilmesini ve bilimsel alana önemli katkılar sunulmasını sağlayacağını yineledi.
Prof. Dr. Şahin Mustafayev ise; Türk Dünyası Millî Bilimler Akademileri Birliği’nin sekretarya görevini yürüten Türk Akademisi olarak, Türk devletleri bilim camiasının ortak hedeflere ulaşmasında yardımcı olmaya ve destek vermeye hazırız diyerek konuşmasına başladı. “Uzmanlıklarımız ve kaynaklarımızı bir araya getirerek, birlikte çeşitli bilimsel alanlarda anlamlı ilerlemeler sağlayabileceğimize inancım tam. Proje bazlı iş birliğini teşvik etme taahhüdümüz doğrultusunda ve geçen yıl yaptığımız genel kurul toplantısında alınan kararlara dayanarak, Türk Akademisi olarak bu toplantımız için “İş Birliği Önerileri” isimli bir belge hazırladık. İş birliği çabalarımızı geliştirmeyi görüşeceğimiz bu toplantıda, Türk Akademisi’nin bu önerilerine ilişkin görüşleriniz ve geri bildirimleriniz çok değerli olacak. Elbette bugünkü toplantı, iş birliğimizi teşvik edecek diğer önemli önerileri de gündeme getirecektir.” dedi. Mustafayev, iklim değişikliği, sürdürülebilir kalkınma, sağlık krizleri ve teknolojik gelişmeler gibi alanlarda çalışılması gerektiğini belirterek, bu konuları yüzleşilmesi gereken sınamalar olarak nitelendirdi.
Türk dünyasının geleceği için çalışılıyor.
Binali Yıldırım da Birliğin bu yılki toplantısında da gelecek vizyonu kapsamında önemli konuların ele alınacağına işaret ederek, Türklerin her alanda gelişip güçlenmesi ve bilimin ışığında Türk dünyasının geleceğinin çok daha parlak olması için çalıştıklarını söyledi. Bu yoğun çalışmanın Türk devletleri ve gelecek vizyonu için yeni bir hamlenin başlangıcı olacağına inandığını dile getiren Yıldırım, son yıllarda katedilen mesafenin ihmal edilecek düzeyde olmadığını ancak daha gidilecek çok yolun bulunduğunu anlattı.
21. yüzyılı sadece "Türkiye Yüzyılı" değil aynı zamanda "Türklerin yüzyılı" olarak da gördüklerini kaydeden Yıldırım, son 200 yılda Türk milletinin bir düşüş dönemi yaşadığının ancak bunun artık sona erdiğinin altını çizdi. Yıldırım, bilim insanlarına, üniversitelere ve akademiye çok büyük sorumluluklar düştüğüne işaret ederek, TDT bünyesinde birinci hedefin alfabe birliği olduğunu, bunu başardıkları takdirde ciddi yol katedebileceklerini anlattı. Birçok başlık altında farklı işbirliği alanlarının bulunduğunu dile getiren Yıldırım, ortak tarih konusunun da ele alınması gerektiğini vurguladı. Yıldırım, TDT bünyesinde görev aldıktan sonra Türk dünyasına hizmet etme aşkının arttığını söyleyerek, Türk devletlerinin birbirinin desteğine ihtiyaç duyduğunu ifade etti.