TÜBA ve AMEA’dan Stratejik Bilimsel İş Birliği
TÜBA Uluslararası İlişkiler Çalışma Grubu ve Azerbaycan Milli İlimler Akademisi (AMEA) tarafından hazırlanan TÜBA-ANAS Bilateral Symposium on “Azerbaijan and Türkiye in World Politics" (TÜBA-AMEA İkili Sempozyum “Dünya Siyasetinde Azerbaycan ve Türkiye”) Bakü’de gerçekleştirildi. AMEA’nın kuruluşunun 80. yılının da kutlandığı programda iki ülkenin tarihsel bağları ve uluslararası siyasetteki konumları çok boyutlu bir yaklaşımla ele alındı.
Kardeşlikten bilim diplomasisine: Ortak bir gelecek
T.C. Bakü Büyükelçisi Prof. Dr. Birol Akgün, Türkiye Mirası Vakfı Başkanı Prof. Aktoti Raimkulova, AASSA Başkanı, TÜBA Asli Üyesi ve TÜBA Uluslararası İlişkiler Çalışma Grubu Yürütücüsü Prof. Dr. Ahmet Nuri Yurdusev, TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker ve AMEA Başkanı Prof. Dr. İsa Habibbayli programın açılış konuşması yaptı.
Program AMEA Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Govhar Bakhshaliyeva’ın “Tek Millet, İki Devlet Perspektifinden Türkiye-Azerbaycan İlişkileri: Dünü, Bugünü, Yarını” ve TÜBA Üyesi Prof. Dr. Meliha Altunışık’ın “Türkiye'nin Türk Devletleri Teşkilatı ile İlişkileri: Avrasya'da Bölgesel İş Birliği, Kimlik İnşası ve Stratejik Uyumluluk” başlıklı konuşmalarıyla başladı.
İlk oturum olan “Türkiye-Azerbaycan İlişkilerinin Stratejik Temelleri”ni TÜBA Asosye Üyesi Prof. Dr. Şener Aktürk yönetti. Tarih ve Etnoloji Enstitüsü’nden Prof. Dr. Karim Shukurov “Haydar Aliyev: Azerbaycan Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti Arasındaki Modern İlişkilerin Mimarı”, İbn Haldun Üniversitesi’nden Prof. Dr. Yaşar Sarı “Haydar Aliyev'in Azerbaycan-Türkiye İlişkilerindeki Mirası” Milli İstihbarat Akademisi’nden Dr. Öğr. Üyesi Muhammet Koçak “Küresel Geçiş Döneminde Bölgesel Dinamikler: Post-Hegemonik Çok Taraflılığın İnşasında Türkiye ve Azerbaycan”, Doğu Araştırmaları Enstitüsü’nden Doç. Dr. Mammadali Babashli “Yeni Dünya Düzeninde Azerbaycan-Türkiye Stratejik İşbirliği: Gereklilik ve Beklentiler”, Koç Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Belgin Şan Akça “Enerji Güvenliği ve Stratejik Yeniden Düzenleme: Küresel Belirsizlik Döneminde Azerbaycan-Türkiye İşbirliği” hakkında konuştu.
AMEA’dan Prof. Dr. Karim Shukurov “Türkiye-Azerbaycan İlişkilerinin Farklı Boyutları” oturumunun moderatörlüğünü yaptı. Doğu Araştırmaları Enstitüsü’nden Doç. Dr. Namig Mammadov “Türkiye'nin Enerji Güvenliğinin Sağlanmasında Azerbaycan'ın Rolü”, TÜBA Uluslararası İlişkiler Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Şener Aktürk “Azerbaycan ve Türkiye Milliyetçilikleri ve Dinlerin Karşılaştırmalı Perspektifi: Kurucu Çatışmalar, Ekümenik Müslüman Kimlik ve Laiklik”, Doğu Araştırmaları Enstitüsü’nden Dr. Ceyhun Aghayev “Türkiye-Azerbaycan Diaspora İşbirliği: Yeni Dönemde Stratejik Yaklaşımlar”, Marmara Üniversitesi’nden Doç. Dr. Serhan Afacan “Türk Devletleri Teşkilatı ve İran'ın Türkiye ve Azerbaycan ile İlişkilerine Etkisi”, AMEA Başkanlığından Dr. Aynur Mahmud “Azerbaycan-Türk Edebiyat İlişkilerinde Bahtiyar Vahapzade” ve AMEA Merkez Bilim Kütüphanesi’nden Doç. Dr. Huseyn Huseynov “Azerbaycan-Türkiye İlişkilerinde Kütüphanelerin Rolü”nü anlattı.
“Kamu Diplomasisi” başlıklı oturumu TÜBA Asosye Üyesi Prof. Dr. Ali Balcı yönetti. Marmara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Emel Parlar Dal “Küresel Yönetişimde Orta Ölçekli Güçlerin Statü Arayış Stratejileri: Türkiye Örneği”, AMEA Şarkiyat Enstitüsü Bölüm Başkanı Prof. Dr. Roida Rzayeva “Dijital Diplomasi ve Kültürün Sembolik Sermayesi”, AMEA Felsefe ve Sosyoloji Enstitüsü Bölüm Başkanı Doç. Dr. Faiq Elekberli “Türk Birliği Fikrinden Türk Devletleri Teşkilatı’na: Tarih ve Günümüz”, Marmara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Emre Erşen ise “3+3 İstişare Formatı Çerçevesinde Türkiye’nin Stratejik Rolü: Güney Kafkasya’da Bölgesel Dinamiklerin Dengelenmesi” konulu bildirilerini sundular.
“Karşılaştırmalı Diplomasi” başlıklı oturuma ise AMEA Riyaset Heyeti Dairesi Bilim ve Eğitim Bölüm Başkanı Doç. Dr. Serkhan Khaveri moderatörlük yaptı. Bu oturumda Serkhan Khaveri “Postmodern Dönemde ‘Büyük Anlatının Sonu’ Anlayışı Bağlamında Akültürasyon ve Türk Ulusal Kimliği”, Felsefe ve Sosyoloji Enstitüsü’nden Dr. Gültekin İsmayılova, “Bir Millet, İki Devlet” Konseptinin İdeolojik Temellerinin Psikolojik Evrimi”, TÜBA Uluslararası İlişkiler Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Ali Balcı, “Afrika’ya Uzanan Yol: Türkiye, İran ve Suudi Arabistan’ın Lider Düzeyinde Diplomasisi, 1990-2024”, Felsefe ve Sosyoloji Enstitüsü’nden Doç. Dr. Südabe Hüseynova “Ermeni Terörizminin Azerbaycanlıların Psikolojik Durumuna Etkisi”, aynı enstitüden Doç. Dr. İrade Zerkan ise “Diplomatik İlişkilerde Kimlik ve Kültürün Rolü” başlıklı bildirilerini sundular.
TC Azerbaycan Büyükelçisi Prof. Dr. Birol Akgün, Azerbaycan ile Türkiye arasındaki stratejik ortaklık ilişkilerine değinerek, her iki ülkenin dünya siyasetinde artan rolü ve ortak tutumlarının önemine dikkat çekti. Büyükelçi, zengin Türk maneviyatını ve ortak kültürel değerleri korumanın, ortak geçmişi dünden bugüne ve bugünden de geleceğe aktarmanın günümüzde son derece önemli bir konu olduğunu vurguladı.
Türk dünyasının entegrasyonunun derinleştirilmesi yönünde somut adımlar atılıyor.
Prof. Dr. Akgün, Türk dünyasının tarih boyunca birçok sorun ve sınamayla karşılaştığını, ancak diline, kültürüne ve kimliğine olan bağlılığını asla yitirmediğini belirtti. Bin yıllık bir geçmişe sahip olan Türk mirasının izlerinin bugün Orta Asya’dan Balkan Yarımadası’na kadar geniş bir coğrafyada görüldüğünü ifade etti. 1926 yılında Bakü’de düzenlenen Birinci Türkoloji Kurultayı’nın sadece bir bilimsel tartışma platformu değil, aynı zamanda halkların kaderinin şekillendiği bir mekân haline geldiğini söyleyen Akgün, bu kurultayın 100. yıl dönümünün yeniden Bakü’de kutlanmasının tarihî önemine dikkat çekti. Türk dünyasının, ortak tarih ve kültürel köklere sahip, farklı coğrafyalarda yaşayan Türk halklarından oluşan büyük bir aile olduğunu vurguladı. Büyükelçi, Türk dünyası için ortak tarih ders kitaplarının yayımlanması, Ortak Terim Birliği’nin oluşturulması ve Türk dünyası için ortak bir alfabenin hazırlanması gibi konuların günümüzdeki önemine de değindi ve sempozyum çalışmalarına başarılar diledi.
Türk dünyasının birliği için attığımız her adım ortak stratejik ortaklığımızın ayrılmaz parçasıdır
Uluslararası Türk Kültürü ve Mirası Vakfı Başkanı Aktoty Raimkulova, empozyumda yaptığı konuşmada “Türk Kültürü ve Mirası Vakfı olarak temel amacımız, Türk halkları arasında ortak değerlerin korunması, zengin bilimsel ve kültürel mirasımızın tanıtılması ve gelecek nesillere aktarılmasıdır” diyen Raimkulova, Vakfın Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in girişimi ve Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye cumhurbaşkanlarının desteğiyle 2012 yılında kurulduğunu hatırlattı. Vakfın kardeş ülkeler arasında bilimsel ve kültürel entegrasyonu güçlendirmeye büyük önem verdiğini vurguladı.
Azerbaycan ve Türkiye’nin sadece coğrafi olarak değil, manevi ve kültürel anlamda da birbirine bağlı olduğunu belirten Raimkulova, bu iki ülke arasındaki stratejik ortaklığın Türk dünyasının bütünlüğü açısından önemli bir örnek teşkil ettiğini ifade etti.
Sempozyumun yeni fikirler için bir ilham kaynağı olacağına, Azerbaycan ve Türkiye bilim insanları arasındaki iş birliğini daha da güçlendireceğine ve Türk dünyasının küresel kültürel-siyasi konumunun güçlenmesine katkı sağlayacağına inandığını ifade etti. “Bilim aracılığıyla kurulan köprüler, siyasi ve ekonomik iş birliğini daha sağlam ve kalıcı hâle getirebilir. Bugünkü sempozyum gibi etkinlikler de dâhil olmak üzere Türk dünyasının birlik ve dayanışması için attığımız her adım, ortak stratejik ortaklığımızın ayrılmaz bir parçasıdır.” dedi.
Ortak bilimsel girişimler bölge için önemli sonuçlar doğuracak
Konuşmasında başkanlığını yürüttüğü AASSA’nın temel faaliyet alanları hakkında ayrıntılı bilgi veren Prof. Dr. Yurdusev, Azerbaycan ve TÜBA’yla mevcut bilimsel iş birliklerinin önemine dikkat çekti.
Prof. Dr. Ahmet Nuri Yurdusev, bu uluslararası etkinliğin iki kardeş ülke – Azerbaycan ve Türkiye – arasında bilimsel ve stratejik ilişkilerin daha da güçlenmesine, ayrıca halklar arasında karşılıklı anlayış ve ortaklığın gelişmesine katkı sağlayacağına olan inancını ifade etti.
Sempozyumu kalıcı bir esere dönüştüreceğiz
Türkiye ve Azerbaycan, köklü tarihî bağlara, ortak bir kültüre ve güçlü bir kardeşliğe sahip iki ülke olduğunun altını çizen Başkan Şeker, var olan bağların yalnızca duygusal bir zemine değil, bilimsel, stratejik ve çok yönlü bir iş birliğine dayandığına ayrıca vurgu yaptı. Sempozyumun ülkeler arasındaki iş birliğinin ulaştığı düzeyi göstermesi bakımından son derece anlamlı olduğunu ifade etti
Uluslararası sistem de birçok sorun var insani krizler devam ediyor, soykırım her yerde soykırımdır. Bilim insanlarına çok iş düştüğünü belirten Başkan Şeker “TÜBA Uluslararası İlişkiler Çalışma Grubumuzun girişimleri ile gerçekleşen sempozyum programımıza Türkiye’den katılan 12 değerli bilim insanı, iki ülke ilişkilerinin farklı boyutlarına ışık tuttu, güncel meseleler toplam 26 katılımcının akademik bakış açısıyla değerlendirildi. Katkı sunan tüm akademisyenlere teşekkür ediyorum. Bu sempozyum, kalıcı bir esere de dönüşecek. Azerbaycan Milli İlimler Akademisi ve TÜBA iş birliğinde hazırlıkları süren “Azerbaijan and Türkiye in World Politics” başlıklı uluslararası kitap çalışmasıyla, burada yapılan tartışmaların ve sunumların daha geniş bir kitleyle buluşturmayı amaçlıyoruz. Katılımcı bilim insanlarımızdan bu kitaba özgün birer bölümle katkı sunmalarını bekliyoruz. Çalışmanın, her iki ülkenin bilim diplomasisine anlamlı bir katkı sağlayacağına inanıyoruz.” dedi.
Yeni bir bilimsel köprü kurduk
Habibbeyli, “Azerbaycan ve Türkiye dünya siyasetinde” konusunun ilk kez uluslararası bir bilimsel sempozyumun temel tartışma başlığı olduğunu vurguladı. Hem Azerbaycan hem de Türkiye bilim çevrelerine ait yaklaşımların sunulmasının sempozyumun önemini artıran unsurlardan biri olduğunu ifade etti. İlk kez sistemli bir şekilde iki ülkenin bakış açısıyla geniş bilimsel tartışmaların yürütüldüğüne dikkat çekti.
Akademi başkanı, sempozyum kapsamında 30’a yakın bildirinin sunulduğunu, yapılan müzakereler sonucunda katılımcılarda Azerbaycan ve Türkiye’nin dünya siyasetindeki rolü, konumu, birliği ve dayanışmasına dair kapsamlı bir anlayış oluştuğunu belirtti.
“Türkiye ve Azerbaycan’ın tüm alanlarda olduğu gibi uluslararası ölçekte, siyaset sahnesinde de sergilediği dostluk ve kardeşlik bu bilimsel sempozyum çerçevesinde daha da net bir şekilde ortaya çıkmıştır” diyen Habibbeyli, tartışılan konuların gelecekteki araştırmalar için yeni fırsatlar yaratacağını ve yeni bilimsel yönelimlerin gelişmesine katkı sağlayacağını ifade etti.
Sunulan bildirilerin bilimsel makaleler derlemesi şeklinde Türkiye’de yayımlanacağını söyleyen akademik Habibbeyli, bu kitabın gelecekteki araştırmacılar için bir rehber ve değerli bir bilgi kaynağı olacağını dile getirdi. Habibbeyli, sempozyumun önemli sonuçlarından birinin Türkiye ile bilimsel ilişkilerin daha da güçlendirilmesi olduğunu vurguladı. Bu etkinliğin AMEA’nın, hem Türkiye’deki çeşitli bilim kurumlarıyla hem de AASSA ile iş birliği ilişkilerinde yeni bir sayfa açtığını belirtti. Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin yeni bir gelişme aşamasına girdiğini belirten akademi başkanı, bu iş birliği sayesinde iki kardeş ülke arasındaki bilimsel ilişkilerin daha da derinleşeceğine olan inancını dile getirdi. İlk kez Azerbaycan’a gelen Türk bilim insanlarının katılımının özel bir anlam taşıdığını vurgulayan Habibbeyli, ülkeler arasında kurulan yeni bilimsel köprülerin memnuniyet verici olduğunu ifade etti. Sempozyumun, yeni ortak bilimsel projelerin ve gelecek iş birliklerinin başlangıcına dönüştüğünü, aynı zamanda bilimsel ilişkilerin gelişimi açısından önemli bir platform olduğunu da sözlerine ekledi.