TÜBA Şeref Üyesi Prof. Dr. György Hazai “Türkolojinin önemli konuları hakkında konuşmak benim için bir şeref kaynağı…”
TÜBA Şeref Üyesi ve dünyaca ünlü bir Macar Türkolog olan Prof. Dr. György Hazai, Akademi’nin 14 Haziran 2015 tarihinde gerçekleştirilen 47. Genel Kurulu’nda “Türkolojinin Bugünkü Sorunları” başlıklı bir konferans verdi.
Konferans, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Bilim Sanayi Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı Ersan Aslan, TÜBA Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar, Türk Patent Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Habip Asan, Şeker Kurumu Genel Sekreteri Ahmet Pelit ve TÜBA üyelerinin de bulunduğu dinleyiciler tarafından ilgiyle izlendi.
Prof. Dr. György Hazai, herkesi selamlayarak başladığı konuşmasının ilk bölümünde Türkoloji’nin doğuşu üzerinde durdu: “Türkolojinin önemli konuları hakkında konuşmak benim için bir şeref kaynağı olacak. Bugünkü konferansımızın konusuna bilim dalımız olan ‘Türkolojinin bugünkü durumuna göz atmak’ da diyebiliriz. Bir bilanço çıkarmak için bu disiplinin geçmişine özellikle 20.yüzyıldaki gelişmesine bir göz atmak kaçınılmaz olacaktır. Türkolojinin doğuşu şüphesiz Türklerin göçünün hemen hemen son durağı olan Güneydoğu Avrupa’da ortaya çıkmasına ve böylece Avrupa ile buluşmasına bağlıdır. Osmanlıların başarılı savaşları sonunda 15. yüzyılda başkenti İstanbul olan bir imparatorluk kurulduktan sonra Türkler Avrupa’da önemli rol oynamaya başladı. Avrupa’daki başarılı savaşlar sonucunda birçok ülkeyi işgal eden ve bilindiği gibi Viyana’yı da tehdit eden Osmanlı İmparatorluğu’nu ve onu kuran Türk halkını Avrupa tanımak zorunda kaldı. Türkiye’ye giden seyyah, elçi ve tüccarlar tarafından elde edilen bilgiler Avrupa’da merakla karşılandı. Bu ilk deneyimler sonucunda Türklerin dilini adetlerini ve bu adetleri inceleyen ve yeni siyasi gücün kuvvetini anlatan eserler ortaya çıktı ve böylece Türk dili ve tarihinin bilimsel incelenmesinin temeli atıldı.”
Prof. Hazai, Türkolojinin sorunlarından bahsederek sürdürdüğü konferansını şu sözlerle sonlandırdı: “Stalin’in siyasi rejimi 1926, 1927 ve 1928 yılları Stalin rejmin kuvvetlendiği yıllardı. Bunun rejim yüzünden Sovyetler Birliği’nde yaşayan Türk aydınlarının durumu çok zordu. Bu durum kötü sonuçlarla sona erdi, bu döneme dair kitaplar da yazıldı. Bu siyasetin yarattığı zararları ben her zaman uluslararası Türkoloji’nin hiroşiması adlandırıyorum. Düşünün Roma’da yaşayan Romanist paris’te yaşayan meslektaşı ile temas kuramıyor, mektuplaşamıyor, işte Türkoloji sahasında uzun zaman boyunca yani Sovyetler Birliği’nin yıkılışına kadar bu durum hakimdi. Yani bu yıllar boyuncu iş birliği, birlikte herhangi bir çalışma yapmak anlamındaki kayıarımızı ifade etmek çok zor. Çok şükür ki bunlar artık geçmişte kaldı.
Bu kısa konferansımda Türkolojinin 20. yüzyılda ortaya çıkan sorunlarından bahsetmek istedim. Çünkü o borçları maalesef bizim ödememiz lazım. Dikkatiniz için çok teşekkür ederim.”
Prof. Hazai’nin konuşmasının sona ermesinin ardından Bakan Işık kendisine bir teşekkür plaketi takdim etti.
Prof. Dr. György Hazai |