Sürdürülebilir Gelecek için “Alternatif Gıda Kaynakları”

Sürdürülebilir Gelecek için “Alternatif Gıda Kaynakları”

TÜBA Türkiye’nin ve dünyanın gündemindeki sorunlara dair çalışmalar yürütmeye, çözüm önerileri sunmaya devam ediyor. Bu doğrultuda artan dünya nüfusu ve iklim değişikliği gibi faktörlerin, gıda güvenliği konusunu daha da kritik hale getirmesiyle birlikte konuyu masaya yatıran Alternatif Gıda Kaynakları Sempozyumu düzenleyen Akademi, TÜBA-Gıda ve Beslenme Çalışma Grubu Yürütücüsü Prof. Dr. Kazim Şahin editörlüğünde yayımladığı “Alternatif Gıda Kaynakları” kitabını kamuoyuyla paylaştı.

Eser, bitki ve hücre bazlı proteinler, böcek bazlı proteinler, deniz yosunları ve mikroalgler, laboratuvar ortamında üretilen et gibi yenilikçi protein kaynaklarını detaylı bir şekilde inceliyor. Her bir bölümde bu alternatif gıda kaynaklarının beslenme açısından yararları, potansiyel riskleri, üretim süreçleri ve tüketici kabulü gibi konular uzman görüşleriyle ele alınıyor. Ayrıca, sürdürülebilir gıda sistemleri için bu kaynakların nasıl entegre edilebileceği ve uygulanabilirliği üzerine stratejik çözüm önerileri sunuyor.

Geleceğin gıda güvenliği için sorumlu ve bilinçli tarım uygulamalar büyük önem taşıyor. 
Geleneksel gıda kaynaklarının sınırlı olduğu, tarım alanlarının daraldığı ve doğal kaynakların hızla tükendiği günümüzde, alternatif gıda kaynaklarına yönelik bilimsel çalışmalar ve yenilikçi çözümlerin çok önemli olduğunu ifade eden TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker, eserin bilimsel araştırmaların ışığında alternatif gıda kaynaklarını kapsamlı bir şekilde ele aldığına ve bahsi geçen alternatif kaynakların kullanılması için teşvik edilmesine dair stratejik çözüm önerileri sunduğuna dikkat çekti. Kitabın sürdürülebilir geleceğe giden yolda gıda güvenliği konusunda yeni perspektifler kazandırdığını vurguladı.

Prof. Şeker şöyle devam etti: “COVID-19 pandemisi sırasında ve sonrasında dünya piyasasında yaşanan gıda krizi, her ülkenin tarım ve hayvancılık alanında kendi kendine yetme çabasının önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Tarımsal üretim yapılırken biyoçeşitliliğe zarar vermeden, doğal kaynakları sorumsuzca tüketmeden, üretimde verimliliği artırmak adına ekosisteme zarar veren kimyasal ilaçların kullanımından kaçınarak ve iklim değişikliğinin zorlayıcı etkileri nedeniyle önlemler alarak uygun üretim tekniklerinin kullanılması, günümüzde sürdürülebilir tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin temel unsurları haline gelmek zorunda. Bu doğrultuda, geleceğin gıda güvenliği için sorumlu ve bilinçli tarımsal uygulamaların benimsenmesi büyük önem taşıyor.” dedi. Eserin, yalnızca akademik ve bilimsel çevreler için değil, aynı zamanda gıda endüstrisi profesyonelleri, politika yapıcılar, sürdürülebilirlik uzmanları ve alternatif gıda kaynaklarına ilgi duyan herkes için değerli bir rehber niteliğinde olduğunu söyledi.

Yapay zeka uygulamaları tarıma entegre edilmeli
Türkiye’nin alternatif gıda stratejisinin hem kendi gıda güvenliğini sağlaması, hem de dünya gıda pazarında rekabetçi olması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Kazim Şahin ise gıda üretiminde kullanılan yöntemlerin çevre dostu ve sürdürülebilir olması, toprağın, suyun ve diğer doğal kaynakların korunmasına yönelik uygulamaların benimsenmesi, yerel ve endemik bitki türlerinin korunması ve kullanılması gerektiğini söyledi.  Genetik çeşitliliğin korunması, organik ve ekolojik tarım uygulamalarının artırılması, yeni protein kaynakları örneğin, böcek bazlı proteinler veya bitki bazlı et alternatifleri, su yosunu gibi deniz ürünleri ve superfood olarak adlandırılan besin değeri yüksek ürünler gibi yenilikçi gıda kaynakları üzerine odaklanılmasının önemli olduğunu belirtti.  Prof. Şahin gıda israfının azaltılması ve Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarının artmasının önemli olduğunu belirtti.  Tarım teknolojileri ve yapay zeka uygulamalarının tarıma entegre edilmesi, alternatif gıda kaynaklarına yapılan yatırımların artırılması, çiftçilerin, üreticilerin ve tüketicilerin alternatif gıda kaynakları ve sürdürülebilir tarım yöntemleri konusunda bilinçlendirilmesi, iklim değişikliğine adaptasyon stratejilerini geliştirmeli ve uygulanması gerekir dedi.