TÜBA&EMAN “Akdeniz Havzası Müşterekleri” Sempozyumu Gerçekleştirildi

TÜBA&EMAN “Akdeniz Havzası Müşterekleri” Sempozyumu Gerçekleştirildi

TÜBA, Akdeniz Ülkeleri Akademileri Ağı (Network of the Academies of Mediterranean Countries - EMAN) iş birliği ve TİKA desteğiyle İstanbul Sura Hagia Sophia Hotel’de düzenlenen “Exploring the Commonalities of the Mediterranean Region/Akdeniz Havzası Müşterekleri" başlıklı Sempozyum 6-7 Kasım tarihlerinde gerçekleştirildi.

Karadağ, Cezayir, Hırvatistan, Bosna, İsrail, Makedonya, Romanya ve Türkiye’den katılımcıların yer aldığı Sempozyum’un açılışında konuşan TÜBA Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Nuri Yurdusev Akdeniz havzası akademilerin bir araya gelerek müştereklerini konuşmaları ve araştırmalarının sadece bilimsel olarak değil aynı zamanda kültürel ve sosyo politik açıdan da çok önemli olduğunun altını çizdi ve “Bu uluslararası sistem açısından büyük bir anlam taşıyor. Akdeniz havzası toplumları olanca özgün kültürel özelliklerine rağmen pek çok ortak noktası olan toplumlardır. Günümüzün moda deyimi olan “çeşitlilik içinde birlik” olgusunu gerçekleştirebilen ilk bölgedir. İklimden mimariye, selamlaşmadan konuşmaya ve mutfak kültürüne dek birçok ortak noktamız var. Hatta müşterek tarihi tecrübemiz de oldukça fazla: Romalılardan Bizansa Abbasilerden Osmanlılara hepsi Akdeniz havzasının müşterek tarihini oluşturuyor. Akdeniz bizim, hepimizin deryası Bu müştereklere yoğunlaşarak geliştirilecek iş birliğinin kısa zamanda meyvelerini vereceğine inanıyorum.” dedi.

EMAN Başkanı Prof. Dr. Pavao Rudan ise konuşmasına Sempozyumun düzenlemesindeki rolü sebebiyle TÜBA’ya ve desteklerinden ötürü TİKA’ya teşekkürlerini ileterek başladı ve “Ortak çabalar ile gerçekleştirilen bu ve benzeri çalışmalar, masaya yatırılan toplumsal problemlerin çözümüne dair oldukça güçlü çözüm önerileri sunması açısından çok önemlidir dedi ve “Akdeniz ülkeleri arasında ortaklıkların ve işbirliklerine yönelik katkı sunmasını beklediğimiz bu organizasyon disiplinler arası gelecek araştırmaların ve bilimsel uygulamaların önünü açacaktır. Romalıların “Mare Nostrum” yani “bizim deniz” dedikleri Akdeniz’in etrafındaki ülkeleri İstanbul’da bir araya getiren bu Sempozyumun düzenleniyor olması Akdeniz ülkeleri açısından büyük önem taşıyor.” dedi.

İbn Haldun Üniversitesi’nden Prof. Dr. Halil Berktay ise "Akdeniz'in Avrupa-Merkezcilik, Doğu-Batı Bölünmesi ve Tarihin Dönemlere Ayrılması Üzerindeki Etkisi" başlıklı konuşmasında tarihsel dönemleme üzerinde Akdeniz’in etkisinden bahsetti ve özellikle Antik Çağlar ve Orta Çağ arasındaki bölünmenin altını çizdi. Bu bölünmenin dünyanın her yerinde değil sadece özel bölgelerde görüldüğünü, bu tarz bir bölünmeyle her medeniyette değil özellikle Yunan ve Roma medeniyetlerinde karşılaşıldığını söyledi. Denize yani ticarete bağlı bu yükselmenin kabile toplumlarından tarıma bağlı toplumlara geçişte önemli bir aşama olduğunu ifade eden Prof. Berktay konuşmasında bu dönüşüm olmadan Antik çağların mevcut düşüncelerinin ortaya çıkamayacağını belirtti.

Sempozyum’da beş farklı başlıktan oluşan beş panel düzenlendi.
“Yazı ve Edebiyat” başlıklı Sempozyum’un ilk panelinin moderatörlüğünü Romanya Bilimler Akademisi Güney Doğu Çalışmaları Enstitüsü’nden Prof. Dr. Viorel Panaite üstlendi. Bosna Hersek Bilimler ve Sanatlar Akademisi’nden (ANUBİH) Prof. Dr. Esad Durakovic’in katılamıyor olması dolayısıyla kendisini temsilen Dr. Mirza Sarajkić “Milletlerüstü Bir Şiirsel Sistem Olarak Arapça, Farsça ve Türkçe Dillerinde Klasik Edebiyat” adlı, Hırvatistan Bilimler Akademisi’nden Dr. Tatjana Paić-Vukić ise “Herman Dalmatin ve Ortaçağ’da Akdeniz'de Bilgi Transferi” adlı sunumlarını gerçekleştirdiler.

Sempozyum’un “Orta Doğu ve Kuzey Afrika” adlı ikinci paneli “Bölgesel Ortaklıklar, Riskler ve İş Birliği” üzerine düzenlendi. Makedonya Bilimler ve Sanatlar Akademisi Üyesi Prof. Katica Kulavkova’nın moderatörlüğünü yaptığı panelde; Karadağ Bilimler ve Sanatlar Akademisi’nden Dr. Gojko Čelebić, “Bölgesel ve Coğrafi Ortaklıklar: Akdeniz ve Kıyıları”, Cezayir Bilim ve Teknoloji Akademisi Üyesi (AAST) Prof. Dr. Djillali Benouar “Akdeniz Havzasındaki Geleneksel Deprem Riskini Azaltma Önlemleri: Bir Vaka Çalışması - Cezayir'in Casbah’ı” ve yine AAST Üyesi Prof. Dr. Abdelkader Khelladi ise “Yöneylem Araştırması ve İş Birliği Entegrasyon Aracı: Cezayir’den Örnek” adlı konuşmalarını yaptılar.

 “Orta Doğu ve Afrika” başlıklı üçüncü panel TÜBA Asli Üyesi Prof. Dr. Ömer Çaha başkanlığında yürütüldü. Panelde; Bar Ilan Üniversitesi’nden Dr. Jonathan Rubin “Tarihte Orta Doğu: Bizans Döneminden Osmanlı Fetihlerine”, İsrail Bilimler Akademisi’nden Dr. Jonathan Rubin ise “Ortadoğu’da Dinsel Çeşitlilik?” başlıkları üzerine konuştu.

7 Kasım günü devam edecek olan sempozyumun dördüncü paneli ise “Osmanlı İmparatorluğu ve Akdeniz” üzerine düzenlendi ve moderatörlüğünü TÜBA Başkan Danışmanı ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Kaya üstlendi. TÜBA Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Nuri Yurdusev “Geç Ortaçağ ve Erken Modern Çağda Akdeniz Uluslararası Sistemi”, Hırvatistan Bilimler ve Sanatlar Akademisi’nden Prof. Dr. Nenad Moačanin “16. Yüzyılda Osmanlıların Avrupa’daki Nüfusu: Braudel’in Heyecanı”, Romanya Bilimler Akademisi Güney Doğu Çalışmaları Enstitüsü’nden Prof. Viorel Panaite ise “Doğu ve Batı karşılaşır. Batılı Tüccarlar, Kapitülasyonlar ve Osmanlı Akdenizi’nde İslam Hukuku (16. ve 17. Yüzyıllar)” hakkında çalışmalarını sundular.

“Kimlik, Kültür ve Sistem” adlı son panelin oturum başkanlığını Cezayir Bilim ve Teknoloji Akademisi Başkanı Prof. Dr. Malika Allab Yaker yürüttü. Panelde; Makedonya Bilimler ve Sanatlar Akademisi Üyesi Prof. Dr. Katica Kulavkova “Akdeniz Kültürlerine Yeni Yorumlayıcı Yaklaşım” ve TOBB Üniversitesi’nden Doç. Dr. M. Serdar Palabıyık ise “Türk ve İtalyan Kimlik Oluşumunda Akdenizlilik Tartışmaları (1860-1960)” adlı konuşmalarını yaptılar.

Sempozyum, 7 Kasım günü öğleden sonra yapılan genel değerlendirme toplantısı ve ardından düzenlenen şehir turu ile sona erdi.