TÜBA “2018 Türk Dünyası Kültür Başkenti Kastamonu”da “Taşköprülüzâde Ahmed Efendi’nin İlim ve Düşünce Tarihindeki Yeri Paneli”ni Gerçekleştirdi

TÜBA “2018 Türk Dünyası Kültür Başkenti Kastamonu”da “Taşköprülüzâde Ahmed Efendi’nin İlim ve Düşünce Tarihindeki Yeri Paneli”ni Gerçekleştirdi

“2018 Türk Dünyası Kültür Başkenti Kastamonu” organizasyonu ve etkinlikleri kapsamında TÜBA ve Kastamonu Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen “Taşköprülüzâde Ahmed Efendi’nin İlim ve Düşünce Tarihindeki Yeri” başlıklı Panel, 10 Mayıs 2018 tarihinde Kastamonu Üniversitesi Bilgehan Bilgili Merkez Kütüphanesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.

TÜBA Konsey Üyesi ve Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Sarıoğlu’nun oturum başkanlığını yürüttüğü Panel’de; Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Süruri, bilim tarihimizin önemli şahsiyetlerinden Taşköprülüzâde Ahmed Efendi’nin “Hayatı, İlmi ve Siyasi Kişiliği/İlişkileri”, Doç. Dr. Müstakim Arıcı “Ahlak ve Siyaset Düşüncesi”, Doç. Dr. Murat Demirkol, “Varlık Görüşü”, Prof. Dr. Yavuz Unat “İlimler Tasnifi ve İlim Anlayışı” ve Doç. Dr. Fatma Zehra Pattabanoğlu ise “Bilgi Anlayışı ve Tasavvufa Bakışı” üzerine konuştu. TÜBA Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar, Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Seyit Aydın, Kastamonu Belediye Başkanı Tahsin Babaş, Baro Başkanı Mehmet Çiftci ve TÜBA Üyelerinin de yer aldığı Panel, akademisyenler, öğrenciler ve ilgililer tarafından takip edildi. 

Kastamonu’nun Türk Dünyası Kültür Başkenti seçilmiş olmasının Türkiye ve Türk dünyası için hayırlı olmasını dileyerek sözlerine başlayan TÜBA Başkanı Prof. Acar, Akademi Konseyi olarak “2018 Türk Dünyası Kültür Başkenti Kastamonu” kapsamında bir takım bilimsel etkinlikler düzenleme kararı aldıkları bilgisini verdi ve “Bu doğrultuda yaklaşık 600 yıl önce yaşamış Türk bilim ve düşünce tarihindeki çok önemli simalardan, Türk tarihinin en verimli şahsiyetlerinden “Taşköprülüzâde Ahmed Efendi” hakkında düzenlemekte olduğumuz Panel’in yanı sıra, 16-20 Temmuz tarihleri arasında “Türk Dünyası Ulusal Bilim Akademileri Birliği - Uluslararası Hukuk, Diplomasi ve İş Birliği Yaz Okulu”nu gerçekleştireceğiz.” dedi.

“Tarihini yeterince bilmeyen milletlerin bugününü ve geleceğini planlaması zordur.”
Millet olarak önemli bir geçmişe sahip olduğumuzu vurgulayan Prof. Acar sözlerini şu şekilde sürdürdü “Taşköprülüzâde Ahmed Efendi gibi önemli değerlerimizi ortaya çıkarma ve geleceğe aktarma konusunda üzerimize düşeni yeterince yapmadığımızı düşünüyorum. Tarihini yeterince bilmeyen milletlerin bugününü ve geleceğini planlaması zordur. Bu bağlamda Akademi olarak Cumhurbaşkanlığı himayelerine de alınan “Türk – İslam Bilim Kültür Mirası” projesini başlattık. Bu proje gibi bu Panelin de ulusal bilincimizin gelişimi bakımından bu tür çalışmaların önemli olduğunu düşünüyorum. Geçmişi bilmek başka alanlarda ihtiyaç duyduğumuz konular açısından da önemli. Ülkemiz bu gün diğer İslam ülkeleriyle beraber belki de yakın tarihinde görmediği ölçüde postmodern bir melez savaşla karşı karşıya. Bu koşullarda Türk milleti olarak farklılıklarımızı değil ortak noktalarımızı ön plana alan ve milli birlik, bütünlük ve bağımsızlığımıza gereken önemi ve sadakati göstererek davranmanın hepimize düşen bir milli borç olduğunu düşünüyorum. Mikro seviyeden en makro düzeye kadar her alanda ayrılıktan ziyade her alanda iş birliği ve dayanışma anlamında performansımızın artmasının hayati önemi olduğunu unutmamak gerekiyor. Başka bir ülke, başka bir Türkiye yok. Kültürün, bilimin ve sanatın özellikle belirleyici bir role sahip olduğunu ve ülkemizin yenilikçilik performansı bakımından üniversitelerin, bilim kuruluşlarının, bilim insanlarının kritik bir role üstlendiğini kendim ve herkese hatırlatmak isterim. Bu anlamda Türkiye’de kalite ve performansı artırma konusuna öncelik verilmesinin artık ertelenemez bir ihtiyaç olduğunu belirtmek istiyorum. Eğitim ve bilim alanında yaptığımız nicel büyüme başarısını behemahal kaliteyi ve performansı geliştirmeye odaklanmak zorundayız aksi halde bunun maliyetinin yüksek olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Ev sahiplikleri ve değerli iş birlikleri için Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Seyit Aydın’a, Kastamonu Belediye Başkanı Tahsin Babaş’a ve Kastamonu Valisi Yaşar Karadeniz’e teşekkür etmek isterim.” dedi.

Prof. Acar ayrıca panelin gerçekleştirildiği salonun adının “Taşköprülüzâde Ahmed Efendi olmasına dair önerisini dile getirdi, Rektör Prof. Aydın öneriyi çok yerinde bulduğunu ve memnuniyetle kabul edeceklerini ifade etti.

Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Seyit Aydın Taşköprülüzâde Ahmed Efendi’nin Osmanlı ilim anlayışında hem akli, hem nakli ilimler konusunda bir ekol geliştirdiğini dile getirdi ve “Kastamonu Üniversitesi olarak esas dikkat çekmek istediğimiz İlim adamı nedir? Önümüzde Taşköprülüzâdeler çok önemli örnek olarak çıkıyor. Mütehassıs bir âlim, Ekolünün ne olduğu, Osmanlı ilim anlayışıyla nasıl bir ilim anlayışı geliştirmiştir? ,talebelere yardım ekolleri olarak sağladığı şeyler var, tam bir ilim adamının hüviyetini ne olduğunu biz Taşköprülüzâde de göreceğiz. Panelin bu manada hem Taşköprülüzâde’yi tanıma, hem geçmişi tanıma, bugüne ışık tutma bakımından çok şey getireceği kanaatindeyiz. Bu panelin başlığı bizim çok önemlidir. Türk Dünyası Kültür Başkenti ve İslam coğrafyasına, ilim hayatımıza inşallah hayırlı iltifat olarak geçecektir. ” dedi.

“16. asır Osmanlı münevveri deyince akla gelen ilk şahsiyetlerden biri şüphesiz Taşköprülüzâde Ahmed Efendi’dir.”
Bu sene Türk Dünyası Başkenti olmaya yakışır bir şekilde Kastamonu’nun değerlerini ortaya çıkarma amacıyla hep beraber yola çıktıklarını söyleyen Prof. Aydın sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bu manada düşünce ve fikir TÜBA tarafından geldi. Kastamonu’ya değer katan güzel insanların unutulmaması, hatırlatılması, mirasının ortaya çıkarılması gerektiği düşüncesiyle bu faaliyetin tertip edilmesi çok anlamlıdır. 16. asır Osmanlı münevveri deyince akla gelen ilk şahsiyetlerden biri şüphesiz Taşköprülüzâde Ahmed Efendi’dir. Yani 16. asra şeref veren muhakkik âlimlerdendir. Babası cihetinden Taşköprülü ise de kendisi Bursa'da doğmuştur. Büyük babası Hayreddin Halil kıymetli âlimlerden olup Kastamonu ve Sinop hükümdarı Candaroğlu İsmail Bey'in daveti üzerine Kastamonu'ya gelmiş ve Taşköprü'deki Muzafferiyye medresesi müderrisliği verilmiştir. Kastamonu’nun sadece merkezi tarihi bir şehir değil Taşköprü, Küre, Araç, Kasaba köyü de dâhil olmak, üzere Kastamonu’da o manada bütünüyle bir tarihtir. Bu tarihi yaşamak ve yaşatmak lazımdır. Fatih Sultan Mehmet zamanında Candaroğulları Beyliği Osmanlılar tarafından alındıktan sonra Sultan Mehmed Han, Hayreddin Halil'i sahn medresesi müderrisliği için davet etmiş ise de gelmediğinden Muzafferiyye medresesi müderrisliğinden azlolunmuştur. Bunun üzerine Hayreddin Halil Efendi Küre halkının daveti üzerine oraya gidip 1474 senesinde vefatına kadar onların verdikleri maaş ile geçinip vaaz ve araştırmalarla iştigal etmiştir. Hayreddin Halil'in oğlu Muslihuddin Mustafa da ulemadandır. Yavuz Sultan Selim'e hoca olmuş, müderrislik ederek 1528 senesinde vefat etmiştir. Taşköprülüzâde Ahmed Efendi de onun oğludur. Ahmed İsameddin Efendi'dir. Faaliyetin tertip edilmesinde emeği geçen başta TÜBA’ya, TÜBA Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar’a ve TÜBA Heyeti’ne, faaliyetimize katılan kıymetli hocalarımıza şükranlarımı sunuyorum.” dedi.

Kastamonu’da hem “2018 Türk Dünyası Kültür Başkenti” olması dolayısıyla hem de Kastamonu Üniversitesi’nin bilimsel çalışmaları dolayısıyla çok yoğun programlar gerçekleştirildiğini söyleyen Kastamonu Belediye Başkanı Tahsin Babaş ise “Taşköprülüzâde Ahmed Efendi’nin İlim ve Düşünce Tarihindeki Yeri” başlıklı Panel de bu çalışmalar içerisinde oldukça önemli bir yere sahip. Konuyla ilgili akademisyenler ve araştırmacılar için çok önemli bir fırsat olmasının yanı sıra, halkın da Türk ilim tarihinin en çok eser bırakan şahsiyeti hakkında bilgi edinme olanağını yakalamış olması, bilinç sahibi olması ayrıca mutluluk verici.” dedi.